top of page

Serap Murathanoğlu Eyrenci'nin Sanat Serüveni
 

1974 ylnda İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü Neşet Günal Atelyesi'nden mezun olan ressam Serap Eyrenci, 1976 ylnda aynı kurumun Temel Sanat Kürsüsüne asistan olarak atanmıştır. Akademinin üniversiteleşmesiyle birlikte, ilgili eğitim birimlerinin temel eğitim müfredatını üstlenmesi sonucu, Serap Eyrenci de resim bölümü içerisinde yerini almıştır. Bu değşiklikle birlikte, bizler de onu daha yakndan tanma fırsatı elde ettik.

 

Yurtiçi ve yurtdışı bir çok sergide yer alan sanatçı, 3-31 Mart 1994 tarihleri arasnda İzmir DYO Müzesi'nde 4. kişisel sergisini gerçekleştirecek. Serap Eyrenci`nin sanat serüvenine Cumalı Sanat Galerisi'nde açtığı (1975) ilk kişisel sergisiyle başlatabiliriz. Meyhane tiplemeleri ve müzisyenler, insan ve insanın yaşam çelikileri konularını oluşturur. Bu resimlerindeki figratif biçimlemelerinde fantastik, toplumsal, eleştirisel, grotesk, ifadeci bir yaklaşım hakimdir. Kurgularında çizgi, çizgi dinamizmi, hareket ve ritmik öğelerin hakimiyeti amacını oluşturur.
 

`Kedili Kadn, `Çocuk`, `Kadın`, `Tacir`, `İnsancklar I,II`, `Bakış`, `Dinlence`, `Son Yemek I`, `Görüşme`, `Bir Sahnedir I,II`, gibi resimleri sanat formasyonunun oluşmasında ustalarla kurduğu alışverişin bir özeti olsa gerek.

`Çift`, Serap Eyrenci`nin 1986 yılında gerçekleştirdiği 116x89 cm ebadında yağlıboya bir resim. Resimde, oldukça yaşlı iri bir ağacın eteğinde, bu ağaç kadar yıpranmış bir çift uyumaktadır. Yeşilimsi mavi gökyüzne yaşlı adamın mavi gömleği eşlik etmekte, bu renge çiftlerin üzerine uzandığı örtünün kırmızımsı siyahlığı kontrast oluşturmaktadır. Ağacın, yeryüznün ve üzerleine örttükleri örtünün renkleri ise mavimsi yeşil, krmızmsı kontrastını dengeleyen bir grilik içindeler. Sağdan sola doğru akan ritmik dokusal hareketli bir izlenim uyandran fırça darbelerine figürlerin ve ağacın konumu karşıt bir denge oluşturuyor.

1993`lere kadar doğa gözlemlerine dayanan, araştırıcı, sorgulayıcı, dışavurumcu çalışmalarında yalın ve uyumlu renk, ritmik dokusal tuşlar, sağlam çizgi ve desen anlayışı amacı doğrultusunda sürüp gelir. 1993 yılının sonlarına doğru Serap Eyrenci`yi önceki çalışmalarına oranla daha farklı bir zeminde görmekteyiz. Deiğşik yönlenmelere açılma sıkıntısı içerisindeki Eyrenci, bunu şöyle ifade etmekte:

`Özellikle son çalışmalarımda eski anlatım tarzına kıyasla devingen, küçük alanlı kompozisyonlar yerine mekan etkisi daha çarpıcı olabilen, büyük `boş` alanlar resimlerimde yer almaya başlar. Tüm bu sonuca doğru yol alan çalışmalar doğa gözlemlerine dayanır. Önceki resimlerime kıyasla, (dokulu alan-düz alan), (netlik-saydamlık), (negatif-pozitif alan) gibi görsel zıtlıklar kompozisyonum için çıkış noktasıdır. Sükunet içinde dinamiği yakalamak, önceden sözünü ettiğim ifade elemanlarını, biçimleri yerleştirmeyi, dengelemeyi araştırmak, sanırm amaç ve hedeflerimden biri olacak.`

Son çalışmalarında, Serap Eyrenci`nin mekanı farklı boyutlarda sorgulamaya çalıştığını görüyoruz. Bu çalışmalarından ikisine değinmeden edemeyeceğim. Bu iki resimde Serap Eyrenci`nin resimlerinde sıkça gördüğümüz resim elemanları yok, sadece gökyüzü ve yeryüzü. Yine hareketli dinamik fırça darbeleri, ama bizde uyandırdığı izlenim dinginlik oluyor.

Birinci resimde, resim yüzeyinin üçte ikisinin yeşil, yeşilimsi sarı renklerin oluşturduğu çıplak tepelerden meydana gelen arazi kaplamaktadır. Sarımsı yeşilin önde, koyu yeşilin de arkada oluşmasıyla açık koyu kontrastından ötürü yaratılan hoş derinlik, izleyiciyi tualin içine çekebilmektedir.
 

İkinci resimde, üçte iki oranında biraz da El Greco`nun gökyüzlerini anımsatan koyu mavi tonda, oldukça hareketli bir gökyüzü, bu gökyüzüne karşıt tatlı diyagonallikte ufuk çizgisiyle oluşmuş bir mekan bulunmaktadır. Bu diyagonalliği, üzeri örümcek draperisiyle örtülmüş çalılık dengelemektedir. Resimde hakim olan sarı ve mavi renkler, yedi renk kontrastından biri olan `rengin kendine olan` kontrastına güzel bir örnek oluşturmaktadır.

Serap Eyrenci, bir ressam olarak araştırmakta, sorgulamakta ve hırsla, istekle çalışmaktadır. Bu çabanın olumlu sonuçlarını göreceğimize inanmaktayım.
 

Yrd. Doç. Mehmet Mahir
M.S.Ü. Öğretim Üyesi

bottom of page